Memurlara yapılan yüzde 11,54’lük maaş zammını protesto etmek amacıyla sendikalar, 13 Ocak Pazartesi günü Çanakkale’de bir araya geldi. Golf Çay Bahçesi’nde saat 14.00’te başlayan program, kortej yürüyüşü ile devam etti. Katılımcılar, ıslıklar ve sloganlar eşliğinde Çanakkale Valiliği’nin önüne yürüdü. Valilik önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında, memurların yaşadığı ekonomik sıkıntılar ve maaş artışlarının yetersizliği vurgulandı.
Eylemde konuşulan basın açıklamasında öne çıkan başlıklar şu şekilde:
”Bugün, emeğimizin değersizleştirilmesine, yaşam şartlarımızın ağırlaştırılmasına ve insanca yaşam hakkımızın hiçe sayılmasına karşı Türkiye’nin her köşesinde alanlardayız.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı yüzde 44,38’lik yıllık enflasyon oranı, çarşıda, pazarda yaşadığımız gerçeklerle asla bağdaşmamaktadır. Halkı yanıltan bu sahte rakamlarla bizleri sefalete mahkûm etmeye çalışanlara karşı susmayacağız!
Kamu emekçilerinin maaşlarına yüzde 11,54 gibi trajikomik bir zam uygulamak, alın terimize ve emeğimize yapılmış büyük bir hakarettir. Üstelik bu hakaret yalnızca kamu emekçilerini değil, toplumun geniş kesimlerini de derinden yaralamaktadır. Ekonomik krizle her gün biraz daha ağırlaşan hayat koşulları, temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamayacak duruma gelmemize yol açmıştır. Açlık sınırında yaşamaya zorlanan milyonlar olarak, bu düzenin sürdürülemez olduğunu haykırıyoruz!
Artık zamlar, sıradan bir haber olmaktan çıkıp emekçilerin günlük yaşamını alt üst eden bir gerçekliğe dönüşmüştür. Market raflarından temel ihtiyaçlara, faturaların her kaleminden ulaşım ücretlerine kadar fiyatlardaki artışlar, emekçilerin cebine her gün biraz daha yük bindiriyor. Kamu emekçileri, maaşlarını hangi ihtiyaçlarına yetiştireceklerini şaşırırken, art arda gelen zamlarla mücadele etmek neredeyse imkânsız hale geldi.
Ülkemizde kira artışları, artık vatandaşların barınma hakkını elinden alacak boyutlara ulaşmıştır. Ortalama konut kira bedeli asgari ücret düzeyine ulaşmış, kamu emekçileri kirasını ödeyebilmek için adeta öğrenciler gibi ortak ev tutmaya mecbur bırakılmıştır.
2025 yılına, milyonlarca çalışanı ilgilendiren yüzde 30’luk asgari ücret zammı, memur emeklilerine reva görülen yüzde 11,54’lük sefalet artışı ve işçi emeklilerine verilen yüzde 15,75’lik zam ile girdik. Bu zamlar yurttaşlarımızın büyük bir çoğunluğunu açlığa mahkum etmiştir. Bu kölelik düzeni ile hayatta kalmak mümkün değildir.
Cumhurbaşkanı'nın 'fahiş fiyatlı ürünleri boykot edin' çağrısı, siyasi iktidarın halktan ne kadar kopuk olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Emekçi ve emeklilere yapılan bu boykot çağrısı, bir avuç ayrıcalıklı azınlığın sokaktan, çarşıdan ve halkın gerçeklerinden tamamen uzaklaştığını açıkça göstermektedir.
Sayın Cumhurbaşkanına soruyoruz: Neyi boykot edelim? Elektrik faturasını mı? Doğalgaz faturasını mı? Çocukların eğitim masraflarını mı? Gıda fiyatlarını mı? Motorlu taşıtlar vergisini mi? Yoksa… Yoksa 1 yılda 290 TL’den 790 TL’ye çıkan köprü ücretini mi?
Halkın alın teriyle oluşturulan kamu kaynaklarının, halkın refahı yerine rant projelerine ve yandaş şirketlerin kasalarına akıtılması, vicdanları yaralayan bir haksızlıktır. Yandaş şirketlerin, kamu kaynaklarını talan edercesine sahiplenmesi ve üstüne üstlük vergi indirimi gibi ayrıcalıklar bekleyen bir yüzsüzlüğe bürünmesi artık sabır sınırlarını aşmıştır. Halk, yokluk içinde yaşam mücadelesi verirken, kaynakların bir avuç yandaşa peşkeş çekilmesine göz yummayacak ve bu talan düzeninin değişmesi için mücadeleye devam edeceğiz.
Kamu emekçileri, bu ülkenin eğitimini, sağlığını, yerel yönetimlerini, altyapısını ve sosyal hizmetlerini omuzlarında taşıyanlardır. Ancak, yıllardır emeğimizin karşılığını alamıyor, her geçen gün daha fazla yoksullaşıyoruz. Enflasyon, hayat pahalılığı ve düşük zam politikalarına karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.
Hakkımız olanı talep etmek için buradayız:
Bugün üretimden gelen gücümüzü kullanarak, 1 (bir) günlük iş bırakma eylemini gerçekleştiriyoruz. Bu, yalnızca kamu emekçilerinin değil, toplumun her kesiminin mücadelesidir. Bu mücadele, insanca bir yaşam, adil bir gelir dağılımı ve halkın refahını önceleyen bir düzen içindir.
Bizler Kamu emekçileri olarak, işyerlerimizden ve alanlardan uyarıyoruz! Emeğimiz için, geleceğimiz için, adalet için mücadeleye devam ediyor ve hükümeti bu yanlıştan acilen dönmeye davet ediyoruz.
Bu haklı ve meşru taleplerimizin yerine getirilmemesi durumunda, mücadeleyi ve dayanışmayı yükselteceğimizi ve Türkiye’nin bütün meydanlarında eylemlerimize devam edeceğimizi buradan tüm kamuoyu ile paylaşıyoruz.”
(HABER MERKEZİ)