“Ergoterapi, engellerin aşılmasında önemli rol üstleniyor”

Ergoterapinin temel hedefinin, bireylerin anlamlı aktiviteler yoluyla yaşam kalitelerini artırmak olduğunu belirten İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü Öğretim Görevlisi Sultan Akel, ergoterapinin engelli bireylerin hayata katılmasında karşılaştıkları bariyerlerin aşılmasında önemli bir role sahip olduğunu söyledi. Ergoterapide kişinin sadece sağlık durumunun değil, çevresi, sosyal ilişkileri ve kişisel hedeflerinin de dikkate alındığını kaydeden Akel, böylece yalnızca fiziksel değil, bütünsel bir iyilik halinin hedeflendiğini söyledi.

341

Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılından bu yana 3 Aralık Dünya Engelliler Günü olarak anılıyor.

İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü Öğretim Görevlisi Sultan Akel, engelli bireylerin yaşamında ergoterapinin rolüne ilişkin değerlendirmede bulundu.

Ergoterapi, engellerin aşılmasında önemli rol üstleniyor

Engelli bireylerin günlük yaşam aktivitelerine katılımının, bireysel bağımsızlıklarının ve toplumsal entegrasyonlarının temel bir göstergesi olduğunu belirten Akel, “Bu süreçte ortaya çıkabilen fiziksel, bilişsel ve çevresel bariyerler, bireylerin potansiyellerini gerçekleştirmelerini kısıtlayabilir. Ergoterapi, bu bariyerlerin aşılmasında kritik bir rol oynayan, bireyi merkeze alan bir sağlık disiplinidir” dedi.

Ergoterapi, sosyal ve duygusal ihtiyaçlara da odaklanıyor

Ergoterapinin temel hedefinin, bireylerin anlamlı aktiviteler yoluyla yaşam kalitelerini artırmak olduğunu söyleyen Akel, “Bu, yalnızca fiziksel işlevselliği geliştirmekle sınırlı kalmaz, aynı zamanda bireylerin sosyal ve duygusal ihtiyaçlarına da odaklanır. Ergoterapistler, bilimsel temellere dayalı değerlendirme araçlarını kullanarak bireyin ihtiyaçlarını analiz eder ve kişiselleştirilmiş müdahale planları oluşturur” diye konuştu.

Ergoterapinin katkıda bulunduğu dört alan var

Ergoterapinin engelli bireylerin yaşamına sağladığı katkılara da değinen Akel, bunları şöyle sıraladı:

Fiziksel işlevselliğin artırılması: Ergoterapi müdahaleleri, bireyin motor becerilerinin geliştirilmesine, kas gücünün artırılmasına ve koordinasyon becerilerinin desteklenmesine yöneliktir. Örneğin nörolojik hasarı olan bireylerde ince motor becerilerin geliştirilmesi hedeflenir.

Çevresel düzenlemeler: Ergoterapistler, bireylerin yaşam alanlarında ergonomik düzenlemeler yaparak erişilebilirliği artırır. Rampalar, özel oturma sistemleri veya adaptif araçlar gibi çözümlerle bireylerin bağımsızlık seviyesi yükseltilir.

Bilişsel ve psikososyal destek: Ergoterapistler, bireylerin bilişsel işlevlerini destekleyerek hafıza, dikkat ve problem çözme becerilerinin geliştirilmesine odaklanır. Aynı zamanda bireyin stresle başa çıkma, özgüven geliştirme ve sosyal katılım becerilerini güçlendirir.

Toplumsal katılım ve mesleki rehabilitasyon: Engelli bireylerin eğitim ve çalışma ortamlarına entegrasyonu sağlanarak, sosyal hayata daha aktif katılımları desteklenir. Bu süreçte bireyin ilgi ve becerileri doğrultusunda mesleki adaptasyon çalışmaları yürütülür.

Ergoterapi bütünsel bir iyilik halini hedefliyor

Ergoterapide bütünsel bir iyilik halinin hedeflendiğini belirten Akel, “Ergoterapinin en güçlü yanlarından biri, bireyi yalnızca bir sağlık durumu ya da teşhisle sınırlı olarak ele almamasıdır. Uluslararası Fonksiyonellik, Yetiyitimi ve Sağlığın Sınıflandırılması (ICF) modeli temelinde bireyin çevresi, sosyal ilişkileri ve kişisel hedefleri dikkate alınır. Böylece bireylerin yalnızca fiziksel değil, bütünsel bir iyilik hali hedeflenir” dedi.

Ergoterapiyi anlatmak için önemli bir fırsat…

Dünya Engelliler Günü’nün, ergoterapinin bu çok yönlü katkılarını topluma anlatmak için bir fırsat olduğunu belirten Sultan Akel, “Engelli bireylerin daha bağımsız, daha üretken ve daha tatmin edici bir yaşam sürmeleri, birey odaklı ve kanıta dayalı yaklaşımlar sayesinde mümkündür. Ergoterapi, bu hedefe ulaşmada yol gösterici bir bilim ve sanat olmaya devam etmektedir” diye konuştu.

(BÜLTEN)
Paylaş