Gökçeada’da meydana gelen korkunç olay; 14 hayvan öldürüldü…

Geçtiğimiz günlerde Gökçeada’da korkunç bir olay meydana geldi. Gökçeada’da bulunan 14 köpek, zehirlenerek öldürüldü. Gökçeada’da hayvanseverleri derinden üzen bu olay, hayvanlara olan şiddeti bir kez daha gözler önüne serdi.

2402

Türkiye’de hayvanlara yönelik şiddet gün geçtikçe artıyor. Geçtiğimiz günlerde vahşi bir şekilde katledilen Eros isimli kedi Türkiye’de büyük yankı uyandırmıştı. Günlerce televizyonlarda, gazetelerde ve sosyal medyalarda çokça paylaşılan bu olay ne yazık ki son olay değil. Hayvanlara yönelik şiddet, Çanakkale’de de görülüyor. Gökçeada’da 14 köpeğin zehirlenerek katledilmesi, adadaki ve Çanakkale’deki vatandaşların tepkisini çekti. Gökçeada’da veterinerlik yapan Veteriner Hekim Ali Kutluca, Gazetemiz Çanakkale OLAY’a özel açıklamalarda bulundu.

14 köpek öldürüldü

Gökçeada’da 14 köpeğin öldürülmesi, hayvanlara yönelik şiddeti bir kez daha ortaya koyuyor. Gökçeada’daki vatandaşları da derinden üzen bu olay hakkında konuşan Ali Kutluca “Önce sahipli bir köpek geldi, 6 senedir sahibinin baktığı bir köpek. Hiç kimseyi veya hiçbir canlıyı parçalamayacak kadar ehil bir köpek, zaten ufak tefek. O zehirlenme belirtileriyle geldi. Onu kurtarmak için her şeyi yaptık, zaten tedavinin maliyetini anlatmıyorum. O ertesi gün öldü. Onun düzeleceğini zannediyorduk. Önce iyiydi, iyi görünüyordu. Bu cumartesiydi ertesi gün ikinci bir köpek geldi. Sahipsiz sokak köpeğiydi. O da Karamel adlı sahipsiz, kahverengi kimseye saldırmayan erkek bir köpek. Karamel geldiğinde kalbi son iki kere attı. Bana geldiğinde kalp atımları aşağı yukarı durmuştu. Klinikte bana gelen 2 ama bana intikal etmeden ölen duyumuma göre 12 köpek var” ifadelerini kullandı.

Kimseye rahatsızlık vermeyen 14 can…

Öldürülen 14 can, Türkiye’de de yankı uyandırdı. Bu 14 canlının, hiçbir kimseye zararı bulunmadığının altını çizen Kutluca “ Gökçeada’yı bilir misiniz bilmiyorum ama bu köpekler adanın, restoran, kafeterya, lokanta ve birahanelerin olduğu yazın canlı olan bir yerinde de gruplar halinde geziyordu. Kimseye rahatsızlıklarını duymadım. 12 tane köpek orada yaşıyordu. Restoran sahiplerinin attıklarıyla yaşamlarını sürdürüyordu. Orada 12, kliniğe gelen 2 köpekle toplam 14 tane biliyoruz. Ama biz işlerimiz yoğunluğundan dolayı çıkamadık hayvanseverlerden duyduğumuz rakamlar bu” diye konuştu.

Bu olay bir ilk değil

Ne yazık ki hayvanların bilerek öldürülmesi Türkiye’de sıklıkla görülüyor. Gökçeada’da meydana gelen olayın da ilk olmadığını söyleyen Veteriner Hekim Kutluca “Atılan zehir de kana çok çabuk karışan, çok çabuk alyuvarlara bağlanabilen bir zehir. Bunların bir kısmı tarım ilacı oluyor, nereden buluyorlar bilemiyoruz. Böyle bir zehir. Bu oluyor, daha önce de oldu. Değişik zamanlarda değişik zehirlemeler oluyor. Kokusuz bir zehir var onu atıyorlar. Hayvan farkına bile varamıyor. Bir köpek insandan 39 kez daha fazla koku alma yeteneğine sahip o bile alamıyor. Ama bu ilk değil, daha önce de oldu” sözlerine yer verdi.

“Türkiye’de bu ilacı nereden buluyorlar bilemiyorum”

14 canın öldürülmesine neden olan bu ilacın tarımda kullanılan bir ilaç olduğu düşünülüyor. Konu hakkında rapor hazırlayan Kutluca “Bu ziraat yüksek mühendislerinin reçetesiyle alınan bir ilaç. Tahminimce LANNETE 90 diye bir ilaç. Pamuklarda ve tütünlerde kullanılan bir ilaç. Fakat bunu bu kişiler keşfetmişler, köpekler farkına bile varamıyor. Pişmiş bir köfteye hiçbir köpek hayır diyemez. Öyle kokulu pişmiş bir şeyin içine atıyorlar. Çok aç olan hayvan her şeyi yer. Bunun Avrupa 2009 yılında yasaklamış olduğunu biliyorum. Türkiye’de artık nereden buluyorlar bilemiyorum. Ama diyemezsiniz ki bu adam sattı, bu adam aldı. Bunun ispatı çok güç. Suçta ispat edemezsiniz. ‘Ben tarım ilacı olarak kullandım’ der. Ancak bunun tedbiri, kamera konur birçok yere. Bu kişi eliyle bir şeyler bırakıyor, o enstantaneyi yakalamakla mümkün. Tedbir bence kamerayla olur” dedi.

“Bizim işimiz canlıyı yaşatmak”

İnsanlar olarak hayvanları öldürmek yerine yaşatmamız gerekiyor. Ancak günümüzde bunun mümkün olmadığını görüyoruz. Yaşanan bu olayın Gökçeadalı vatandaşları üzdüğünü dile getiren bu olay hakkında konuşan Hekim Kutluca “Bizim işimiz bir canlıyı yaşatmak. Bize karga bile geliyor, yarasını sarıyoruz. Biz hiçbir canlının ölmesini istemeyiz. Can kutsaldır, memleket için, Çanakkale için ve Gökçeada için hoş bir olay değil. Biz burada üzülüyoruz, çok kötü bir olay” ifadelerini kullandı.

Hayvanların özgür olması gerekiyor

Hayvanlara yönelik şiddetin yanında aynı zamanda sosyal medyada sıklıkla denk geldiğimiz hayvan barınakların yetersiz oluşu da sorunlar arasında yer alıyor. Hayvan barınaklarının daha iyi hale getirilmesi gerektiğini söyleyen Kutluca “Bence Belediyelerin barınaktan hayvan salmamaları lazım. Fakat salmamaları derken köpekleri 5 metre kare kafeslerin içinde zincirle değil de daha geniş, ağaçlı yeşil alanlarda özgür bırakmaları lazım. Köpekler, o alanda koşabilmeliler. Hayvanseverler de ‘Bu hayvanlar neden bağlı, niye hücrede hapis’ diye düşünmemeleri lazım. Köpekler zeki canlılar, psikolojileri bile bozuluyor. Orada koşuştursalar, sokağa salınmasalar daha iyi olur. Çünkü koyun, keçi parçalayınca sahipleri de tepki gösteriyor doğal olarak. Çünkü koyun keçi de hayvan. Daha özgür, daha iyi, daha yeşil tabiat ortamında özgürce yaşamaları lazım. Barınaktaki şartlar daha iptidai (ilkel) olduğu için hayvanseverler tepki gösteriyor. Haklılar da. Bu köpek kaç kişiyi öldürmüşte hücreye hapsediliyor?” sözlerine yer verdi.

Eros hakkında konuştu

Geçtiğimiz günlerde Eros isimli kedinin katledilmesi hakkında konuşan Kutluca “Eros isimli kedinin haberini ben televizyondan izledim. Psikolojisi bozuk, sadistçe bir ruh taşıyan bir kişi. En ufak bir şekilde kediyi kovsanız kaçar zaten. Kedi hayati bir tehlike arz etmez. Ben şahsi fikrimi söylüyorum, bu delikanlı içeriye girse içerideki mahkumlar kabul etmez. Bu kadar alçakça, zavallıca bir suç işlenemez. Bu çok düşük seviyede bir suç. Zavallı bir kediyi tekmeleyerek öldürmek… Çok yazıklar olsun. Ben de şiddetle kınıyorum. Veteriner Ali Kutluca olarak değil de vatandaş olarak maalesef var böyleleri. Bunların insan da öldürebileceğini zannediyorum. Nefsi müdafaa değil, kendini savunma değil, hakkını savunma değil. Haklı bir sebebe dayanan bir şey değil. Bu tamamen sadistçe, karşı koyamadığı öldürme yok etme içgüdülerine göre hareket eden kişiler. Bunlara yaratık, et parçası diyorum. Onu nasıl bir anne doğurmuş anlamak mümkün değil. Bu da benim şahsi fikrim. Adada çok büyük bir tepki var” sözlerini kullandı.

(ESRA GÜLLER)
Paylaş