Çanakkale Savaşında sahte parayla yazılan tarih

İstanbul’a kamyon ve otomobil lastiği almak için gönderilen Mehmet Muzaffer, yaşadığı bir olayla tarihe adını yazdıracaktı. Bu olay, sadece savaş yıllarının zorluklarını değil, aynı zamanda Türk milletinin kahramanlık ve fedakarlık ruhunu da simgeledi.

382

Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu’nun zorlu bir dönemeçten geçtiği yıllardı. 1914 yılında, Galatasaray Lisesi öğrencisi olan ve henüz 17 yaşında olan Mehmet Muzaffer, gönüllü olarak Çanakkale Savaşı’na katılmak üzere yola çıkmıştır. Ancak, Çanakkale’ye vardığında beklenmedik bir durumla karşılaştı: savaş durmuş, birlikler başka cephelere sevk edilecekti. Bu dönemde, İstanbul’a kamyon ve otomobil lastiği almak için gönderilen Mehmet Muzaffer, yaşadığı bir olayla tarihe adını yazdıracaktı. Bu olay, sadece savaş yıllarının zorluklarını değil, aynı zamanda Türk milletinin kahramanlık ve fedakarlık ruhunu da simgeliyor.

Çanakkale Savaşı ve Mehmet Muzaffer'in hikayesi

Çanakkale Savaşı, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgelerinden biridir. 1914’te, İstanbul'dan gönüllü olarak cepheye giden Mehmet Muzaffer, daha önce hiç savaş görmemiş bir genç olarak tarihi bir sorumluluğun altına girmiştir. Ancak, Çanakkale'ye vardığında beklediği çatışmayı değil, cephedeki birliklerin başka cephelere sevk edileceği haberini aldı. Bu zor durumda, birliklerinin ihtiyaçlarını temin etmek için görev üstlenen Muzaffer, İstanbul’a kamyon ve otomobil lastiği almak üzere gönderildi. Fakat o dönemde İstanbul'da lastik bulmak neredeyse imkansızdı ve ek olarak mali zorluklar da oldukça fazlaydı.

Mehmet Muzaffer’in çözümü

Mehmet Muzaffer’in İstanbul’daki tüccarlarla yaptığı görüşmeler, ekonomik zorlukların üstesinden gelebilmesi için önemli bir dönüm noktasıydı. Kendi çözümünü bulmak için harekete geçen Muzaffer, sahte bir kaime para yapmaya karar verdi. O dönemde, Osmanlı İmparatorluğu’nda ticaret çoğunlukla altın ve gümüş paralarla yapılırken, savaşın etkisiyle kâğıt paralar (evrak-ı nakdiye) tedavüle girmişti. Mehmet Muzaffer, Karaköy’deki kırtasiyecilerden bulduğu malzemelerle, gerçeğinden ayırt edilemeyecek kadar mükemmel bir sahte para üretti. Tüccara verdiği bu sahte para, zaman içinde İstanbul’da yayılan bir olay haline geldi. Zira, üzerinde yazan "Bedeli Çanakkale’de altın olarak tesviye olunacaktır." ibaresi, savaşın gerçekliğini ve Mehmetçiğin fedakarlığını simgeliyordu.

Şehzade Abdulhalim Çanakkale Parası'nı Emniyet Müzesi’ne hediye etti.

Tüccarın sahte parayı fark etmemesi, olayın daha da ilginç bir hal almasına neden oldu. İstanbul halkı bu durumu öğrendikçe, olay büyüdü ve dönemin önemli isimleri de olaya dahil oldu. Şehzade Abdulhalim Efendi, bu özel parayı duyduktan sonra, olayın üzerine gitmiş ve bedelini altınla ödeyerek sahte parayı almıştı. Paranın değerini anlayan Şehzade, bu tarihi belgeyi İstanbul Polis Okulu’ndaki Emniyet Müzesi’ne hediye etti. Günümüze kadar korunan bu para, bir kahramanlık simgesi haline geldi.

1917'de İngiliz Kuvvetlerine karşı verilen mücadelede şehit düşen kahraman

Mehmet Muzaffer, Çanakkale Savaşı’ndan sonra, birlikleriyle Gazze’ye gönderildi. Burada da savaşın zorlukları devam etti. Birçok kez düşmanla çatışmalara girdi, yaralandı ve madalya aldı. Ancak 1917 yılında, İngiliz kuvvetlerinin karşısında geri çekilme harekâtı sırasında şehit düşerek, Türk milletinin kahramanlık tarihinde yerini aldı. Muzaffer'in kahramanlık öyküsü, yalnızca bir askerin savaşta gösterdiği cesaretin ötesinde bir anlam taşır. Onun taklit ettiği para, Türk milletinin o dönemdeki gücünü, fedakarlığını ve bağımsızlık mücadelesine olan bağlılığını simgelemektedir.

"Bedeli Çanakkale’de altın olarak tesviye olunacaktır."

“Çanakkale Parası” olarak bilinen bu para, 50 liralık kâğıt paraların taklididir. Osmanlı İmparatorluğu, bu paraları 1332 yılında tedavüle çıkarmıştı. 50 liralık kaime paralar, dönemin en değerli ve önemli paralarından biri olarak kabul ediliyordu. Bu paralar, savaş zamanının sıkıntıları içinde halkın ekonomik gücünü sürdürmesine yardımcı olmayı amaçlıyordu. Fakat o dönemde, altın karşılığı ödeme yapma taahhüdü, savaş sonrasında ekonomik düzenin ne kadar bozulduğunu gösteriyordu. Muzaffer’in taklit ettiği bu para, o dönemin gerçek paralarından ayırt edilemeyecek kadar mükemmel bir şekilde basılmıştı. Üzerinde yazan "Bedeli Çanakkale’de altın olarak tesviye olunacaktır." ifadesi, Türk askerinin savaşta verdiği kahramanlık mücadelesinin simgesi olarak tarihe kazındı.

Çanakkale Parası'nın günümüze kadar gelen izleri

Mehmet Muzaffer'in taklit ettiği bu tarihi para, yıllar içinde birer koleksiyon parçası haline geldi. Şehzade Abdulhalim Efendi'nin bu parayı Emniyet Müzesi'ne hediye etmesi, tarihin derinliklerinden günümüze kadar ulaşan önemli bir miras olarak kaydedildi. Günümüzde bu özel para, sadece bir ticaret aracı değil, aynı zamanda bir dönemin yaşandığına dair bir hatıra olarak korunmaktadır. Çanakkale Parası, Türk milletinin vatanseverlik, kahramanlık ve fedakarlık anlayışının simgesi haline gelmiştir.

(ERHAN TAYLAN)
Paylaş