olucak@gmail.com
Bu ilk yazının yazılmasındaki başlıca kişiler, Olay Gazetesi kurucusu Turhan Narler, sonrasında yönetici olarak gazeteye emek veren Aynur Ganiler ve üniversite gazetecilik öğrencilerini iletişim bilimi ile tanıştıran hocam Ünsal Oskay.
Her birisi toplumun eğitim ve düşünce hayatına önemli katkılar sunan bu değerli insanların ortak noktası, gazetecilik geçmişleri ve gazeteciliğin değer kazanması için yaptıkları özgün çalışmalar. Turhan Narler’in 90’lı yıllarda Cumhuriyet gazetesinin Çanakkale muhabirliğini sürdürdüğü yıllarda, Prof.Dr. Ünsal Oskay da Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde sıra dışı akademisyen kişiliğiyle dersler veriyordu. Turhan Narler’den sonra bayrağı devralan Aynur Ganiler ise Olay gazetesinin haberciliğe bakış açısını değiştirmeden, eleştirel ve toplumcu bakış açısıyla yayının sürmesini sağlamıştı. Olay Gazetesi’nin 2024 Ekim itibariyle basılı gazetesinin yayın hayatına son verilirken, neyse ki internet gazetesi olarak Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Yusuf Sonkurt ile dijital ortamda devam etmesi sevindiricidir. Çünkü 90’lı yıllardan başlayarak bizlere yerel basının önemini hatırlatmaya devam eden Olay Gazetesi’nin tamamen ortadan kalkması telafisi olmayan bir kayıp olabilirdi.
İletişim ve gazetecilik başlıkları 90’lı yılların idealist yaklaşımlarıyla topluma umut veren kavramlar olarak hafızalarda yer alıyor. Bu yaklaşımın yıllar itibariyle giderek değişmesi kaçınılmaz görünse de bazı anlam ve içeriklerin korunması düşüncesindeyiz. İletişimin doğru temellere dayandırılması ve gazeteciliğin anlam kazanmaya devam edebilmesi için bu kuralları hatırlamakta yarar görüyoruz. Yöneticilerin toplum ile iletişim kurabilmesini sağlayan en eski yöntem şüphesiz habercilik. Önceleri gazeteler ile günümüzde ise medya olarak adlandırdığımız tüm mecralar kapsamında yapılabilen habercilik teknolojiyle değişiyor. Değişmeyen en önemli kural ise; gazeteciliğin kamusal bir meslek olmaya devam etmesi. Haberciliğin esası ve anlamı, yöneticiler ile halk arasında hem yukarıdan aşağıya hem de aşağıdan yukarıya bilgi aktarımı yapabilmek. Dolayısıyla yukarıda adı geçen Turhan Narler, Aynur Ganiler ve Prof. Dr. Ünsal Oskay’ın bu ortak noktalarda birleştiklerini düşünerek kendilerine katılıyoruz. Gazetecilik, sadece yönetenlerin kendi kararlarını topluma bildiriler yoluyla aktarması değildir. Gazetecilik aynı zamanda halkın yöneticilere istek, şikâyet ve beklentilerini iletebilecekleri sağlıklı bir iletişim yoludur.
Gazeteciliğin kamusal bir meslek olarak fayda sağlamasında ulusal basın ve yerel basın ortak bazı amaçlar ile hareket ederken, yerel basının kendi özelinde farklı sorumlulukları olduğunu da söylemeden geçemeyiz. Yerel basın habercileri kendi bölgelerindeki halka en yakın kişiler olarak sorunları ve gelişmeleri birinci kaynaklardan öğrenebilirler. Üstelik yüz yüze görüşmeler ile kişilerin duygularını açığa vuran beden dilini de yakalayabilme şansına sahipler. Unutulmamalıdır ki, en sağlıklı iletişim yüz yüze yapılabilen iletişimdir.
Dolayısıyla yerel basın gazetecilerinin halkın yöneticilere ulaşmasında önemli bir kamusal sorumlulukları vardır. Şeffaf yöneticiliğin kabul edilmesinde ise; yerel basının takip edilmesi aracısız, doğrudan iletişim yöntemi olarak kabul edilebilir. Yerel basın gazetecileri, kendilerine en yakın olan kişiler olan hemşerileriyle sohbet edip dertleşirken hem yeni haberlere ulaşır hem de komşularına sırdaş olurlar. Ancak bütün bunları yaparken de en küçük bir hatalarında bütün okların kendilerine çevrildiği, günah keçilerine dönüşme risklerini de unutmamalıyız. Küçük sınırlar ve ortak mekânlar yerel muhabirlerin kaçınılmaz biçimde sorumlu ve aykırı kişiler olarak görülmelerine neden olabilir.
Kısacası gazetecilik kelimesinin ve kimliğinin örselenmeye başladığı son yıllarda ulusal basın gazetecilerinin olduğu kadar yerel basın gazetecilerinin de toplumun sağlıklı gelişiminde vazgeçilmez olduklarını hatırlatmak istedik. Yerel basın ne kadar çok çeşitlilikte ve seste yayın yapmaya devam edebilirse o kadar sağlıklı bir toplum kurulabilir.
Bu köşede siz meraklı okurlara kitap önerileri verip, iletişim hakkında fikirler sunmaya devam etmek düşüncesindeyim. İletişim hakkında ayrıntılı bilgi edinmek isteyen ve okumaya nereden başlamalıyım diye düşünen okurlar için ise ilk olarak, Prof. Dr. Ünsal Oskay’ın “İletişimin ABC’si” adındaki en kolay okunabilen, iletişime başlangıç kitabını önerebilirim. Son söz olarak ise; okumak aydınlatır.