1 Mayıs coşkuyla kutlandı

İşçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü, geçtiğimiz yıllara nazaran gençlerin katılımının azalmasına rağmen Çanakkale sokaklarında coşkuyla kutlandı.

966

İşçi sınıfın Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü, Çanakkale sokaklarında coşkuyla kutlandı. Geçtiğimiz yıllara nazaran gençlerin katılımı bu 1 Mayıs’ta daha azken sendikaların kitleselliği ise daha genişti. DİSK, KESK ile Birleşik Kamu-İş konfederasyonlarına bağlı sendikalar, Kazdağları Ekoloji Platformu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği, Merkez Ortaokulu Gönüllüleri Derneği gibi çok sayıda dernek ve demokratik kitle örgütü, Çanakkaleli vatandaşlar katılım gösterdi. Saat 11.30’da toplanma alanında yürüyüş saatini müzik ve slogonlarla bekleyen 1 Mayıs korteji, 12.00’da yürüyüşe başladı. 7’den 70’e katılımın izlendiği yürüyüş boyunca, 1 Mayıs marşlarının yanı sıra sıklıkla “İşçi memur el ele, genel greve”, “Vergide adalet istiyoruz” “Kadro hakkımız engellenemez”, “Sadaka değil toplu sözleşme”, “Havama, suyuma, toprağıma sahip çık” sloganları yükseldi.

Eski Salı Pazarı’ndan ÇOMÜ Eğitim Fakültesi önünden İnönü Caddesi boyunca devam eden 1 Mayıs mitingi Halk Bahçesi’nin önünden Mehmetçik Bulvarına dek sürdü. Polis noktasında aramaların ardından Cumhuriyet Meydanı’ndaki yerini alan sendika, siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri emek ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren, depremlerde, İliç’de, Soma’da ve 1 Mayıs 1977’de Taksim Meydanı’nda yaşamını yitirenlerin anısını yaşatmak adına 1 dakikalık saygı duruşlunda bulundu. Saygı duruşu sırasında Adnan Yücel’in, “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” şiiri okundu.

“Sınıfsız sömürüsüz bir gelecek yaratma mücadelemize devam edeceğiz”

1 Mayıs Tertip Komitesi Adına DİSK-Genel-İş Başkanı Serkan Keskin, İşçilerin Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nün önemine değin bir açıklamada bulundu. Keskin, “Türkiye’de ve bütün dünyada emeğin, barışın ve kardeşliğin hüküm sürdüğü, sınıfsız sömürüsüz bir gelecek yaratma mücadelemize, kararlılıkla devam edeceğiz. Tüm bu zorlu çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmek için Anayasal demokratik haklarını kullanmak, sendikalı olmak, örgütlenmek, grev yapmak, meydanları doldurmak ve hatta geçinemediğini haykırmak bile ‘suç’ olarak gösteriliyor” dedi.

“Buradan Taksim’e bin selam olsun…”

“İşçi ve emekçilerin; kapitalist sömürüye, işsizliğe, yoksulluğa ve her türlü ayrımcılığa karşı alanlara çıkan; iş, emek, barış ve özgürlük mücadelesi yürüten herkesin 1 Mayıs’ını kutluyoruz” sözlerine dikkat çeken Keskin, “Başta Taksim olmak üzere ülkenin dört bir yanındaki 1 Mayıs alanlarına yürüyecek olan işçiler, kamu emekçileri, mimarlar, mühendisler, hekimler, emekliler, kadınlar ve gençler kol kola, omuz omuza hakkını hukukunu savunacak. Buradan Taksim’e bin selam olsun… İşçi sınıfının iki yüz yılı aşkın süredir yürüttüğü mücadelenin simgesi olan 1 Mayıs’ta Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında sermayenin ve düzenin baskılarına karşı direnen, eşitlik, özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürüten, hakkına alın terine sahip çıkan bütün işçi ve emekçileri selamlıyoruz” diye belirtti.

“Bizler bu ülkenin tüm değer ve güzelliklerini emeğimizle var ediyoruz”

İşçilerin, emekçilerin ve emeklilerin bu ülkenin çoğunluğu olduğunu hatırlatan Keskin, “Bizler üretiyoruz, bizler çalışıyoruz, bizler bu ülkenin tüm değer ve güzelliklerini emeğimizle var ediyoruz ve insanca yaşamayı hak ediyoruz. Siyasi iktidar, yıllardır toplumun farklı kesimlerinin giderek artan ve acil çözüm bekleyen sorunlarını göz ardı ederken, kendi siyasal-ideolojik hedeflerini hayata geçirmek için her fırsatta toplumu ayrıştırmaya, kutuplaştırmaya ve bölmeye çalışıyor. Sermayenin ve onun sözcüsü olan siyasi iktidarın giderek artan saldırılarına karşı; işçi ve emekçilerin, emek ve demokrasi güçlerinin birleşmeye, dayanışmaya ve birlikte mücadeleye en çok ihtiyaç duyduğu günleri yaşıyoruz” ifadelerine yer verdi.

“Bu ülkenin kaynakları hepimizi insanca yaşatmaya”

Kaynakların halkın çıkarına kullanılması gerektiğinin önemine vurgu yapan Keskin, “İnsanca yaşayamıyorsak, bu ülke fakir olduğu için ya da ülkenin kaynakları yetersiz olduğu için değil. Bu ülkenin kaynakları hepimizi insanca yaşatmaya yeter. Yeter ki kaynaklarımız rantçılara, sermayeye, faize, saraya, şatafata, silaha, savaşa değil işçilere, kamu emekçilerine, emeklilere ve kamu hizmetlerine kullanılsın. Ama ülkeyi yönetenlerin tercihi belli! Onlar yoksuldan alıp zengine, emekçiden alıp sermayeye kaynak aktarmayı görev biliyor. Bankalar, holdingler, şirketler karlılık rekorları açıklarken, enflasyonun sebebi olarak biz gösteriliyoruz; alım gücümüz gerilemeye devam ediyor. İktidarın ekonomi politikaları ile milyonlarca emekçi; işini, gelirini, güvencesini ve en önemlisi geleceğini kaybetme riskiyle karşı karşıya bırakıldı. İş ve gelir kayıplarının artmasının kaçınılmaz sonucu olarak halkın borçları tarihin en yüksek seviyelerine yükseldi” ifadelerine yer verdi.

“Tüm emeklilerimiz insanca yaşayabilecekleri bir ücreti almalı”

“İşsizlik, özellikle de genç ve kadın işsizliği yeni rekorlara koşarken iş bulanlara da giderek daha düşük ücretler ve daha güvencesiz çalışma biçimleri dayatılıyor” sözlerine dikkat çeken Keskin, “Açlık sınırına bile yaklaşamayan maaşlara mahkûm edilen emeklilere ise “banka promosyonu müjdesi” verilerek resmen alay ediliyor. Adeta sosyal yardım niteliğinde ücrete mahkum edilen emeklilerimize reva görülen bu dayatmayı kabul etmiyoruz. Tüm emeklilerimizin insanca yaşayabilecekleri bir ücreti alana kadar sesimizi yükseltmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

“ ‘Yerli IMF programı’na karşı hep birlikte mücadele etmek zorundayız”

Keskin sözlerini şu şekilde sürdürdü, “İktidarın gerici söylemleri ve icraatları toplumsal cinsiyet eşitsizliğini, ayrımcılığı ve kadına yönelik şiddeti her geçen gün arttırıyor. Biz emekçiler, her türlü kadın sömürüsünün sonlanmasını; çalışma hayatında ayrımcılığın terk edilmesini, kadın istihdamının arttırılmasını, yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyetin hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Mülteciler asgari ücretin altında ücretlerle, sigortasız, güvencesiz ve hatta ölümüne çalışmaya mahkûm edilerek tüm ücretler baskı altına alınıyor. Milyonlarca mültecinin çaresizliği, sömürüyü artırmak için kullanılıyor. İktidar, bir sonraki seçime kadar yeterince süre olduğunu düşünerek toplumun büyük bölümünü olumsuz etkilemesi beklenen ‘kemer sıkma’ programını hayata geçirmek için gün sayıyor. Özellikle yılın ikinci yarısından itibaren etkisini hissedeceğimiz ve yeni bir yoksullaşma dalgası yaratacak olan “yerli IMF programı”na karşı hep birlikte mücadele etmek zorundayız. Tüm bunlar yetmezmiş gibi siyasi iktidar Orta Vadeli Program’ı uygulayarak acımasız bir kemer sıkma programını devreye sokacağını, güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştıracağını ve hatta kıdem tazminatına dahi el uzatacağını ilan ediyor.”

“ÇEDES ve MESEM uygulamalarına karşı emek mücadelesinin oluşturulması gerekiyor”

“Ülkemiz bugün, emek ve özgürlük düşmanları tarafından sermayenin çıkarları doğrultusunda yeniden şekillendirilmek isteniyor” sözlerinin altını çizen Keskin, söz “Ülkemizde emek sömürüsüne, işten atmalara, açlığa ve yoksulluğa karşı, ÇEDES ve MESEM gibi uygulamalar üzerinden çocukların geleceğinin karartılmasına, eğitim ve sağlık hakkı başta olmak üzere, kamu hizmetlerinin tamamen piyasaya açılmasına neden olan tüm uygulamalara karşı, birleşik bir emek mücadelesinin oluşturulması gerekiyor. Ülkenin geleceğin kendi siyasal-ideolojik hedeflerine göre şekillendirmek isteyen iktidara karşı birleşmek, birlikte mücadele etmek zorundayız. Bu nedenle bugün taleplerimizle 1 Mayıs alanlarında kitlesel olarak buluşmamız, 1 Mayıs sonrasında yürütülecek olan mücadelenin güçlendirilmesi açısından ayrıca önemlidir” dedi

“1 Mayıs; emperyalizme karşı barışı ve halkların kardeşliğini savunmaktır”

Keskin “İnsanların açlıktan ölmediği, devlet tarafından her çocuğun en az bir öğün yemek hakkının sağlandığı, çocuk ve kadın haklarına yönelik sistematik saldırıların sona erdiği bir ülkede yaşamak istiyoruz” sözlerine dikkat çekerek sözlerini şu şekilde sürdürdü,

  • “1 Mayıs; işimize, aşımıza, ekmeğimize, emeğimize sahip çıkmaktır.
  • 1 Mayıs; hakkımıza-hukukumuza; gelirde, vergide ve ülkede adalet talebimize sahip çıkmaktır.
  • 1 Mayıs; eğitim ve sağlık başta olmak üzere herkese nitelikli kamu hizmeti hakkımıza sahip çıkmaktır.
  • 1 Mayıs; söz ve karar hakkımıza; sendikalı olma, örgütlenme ve grev hakkımıza; ifade özgürlüğümüze; yani demokrasiye sahip çıkmaktır.
  • 1 Mayıs; İstanbul Sözleşmesine, işyerinde şiddete ve tacize karşı ILO’nun 190 sayılı sözleşmesine sahip çıkmaktır.
  • 1 Mayıs; eşitliğe, özgürlüğe, laikliğe, hepimizin eşit yurttaşlar olarak barış içinde, kardeşçe yaşayacağımız bir memleket mücadelesine sahip çıkmaktır.
  • 1 Mayıs; emperyalizme karşı barışı ve halkların kardeşliğini savunmaktır
  • Türkiye’de ve bütün dünyada emeğin, barışın ve kardeşliğin hüküm sürdüğü, sınıfsız sömürüsüz bir gelecek yaratma mücadelemize, kararlılıkla devam edeceğiz.
  • 1 Mayıs; işimize, aşımıza, ekmeğimize, emeğimize sahip çıkmaktır.
  • 1 Mayıs; hakkımıza-hukukumuza; gelirde, vergide ve ülkede adalet talebimize sahip çıkmaktır.
  • 1 Mayıs; eğitim ve sağlık başta olmak üzere herkese nitelikli kamu hizmeti hakkımıza sahip çıkmaktır.
  • 1 Mayıs; söz ve karar hakkımıza; sendikalı olma, örgütlenme ve grev hakkımıza; ifade özgürlüğümüze; yani demokrasiye sahip çıkmaktır.
  • 1 Mayıs; İstanbul Sözleşmesine, işyerinde şiddete ve tacize karşı ILO’nun 190 sayılı sözleşmesine sahip çıkmaktır.
  • 1 Mayıs; eşitliğe, özgürlüğe, laikliğe, hepimizin eşit yurttaşlar olarak barış içinde, kardeşçe yaşayacağımız bir memleket mücadelesine sahip çıkmaktır.
  • 1 Mayıs; emperyalizme karşı barışı ve halkların kardeşliğini savunmaktır.”

    1 Mayıs luslararası İşçilerin Birlik ve Mücadele Günü, Çanakkale Kutlamaları fotoğrafları için tıklayınız
(DAMLA YELTEKİN)
Paylaş