Eğitim-Bir-Sen Çanakkale 1 No’lu Şube Başkanı Can'dan yıl sonu değerlendirmesi

Eğitim-Bir-Sen Çanakkale 1 No’lu Şube Başkanı Resul Can, 2023-2024 eğitim ve öğretim yılı 1. dönem sonu değerlendirmesinde bulundu. Başkan Can, değerlendirmesini maddeler şeklinde sıralayarak, eğitimde yer alan sorunların çözülmesi gerektiğini kaydetti.

1514

2023-2024 Eğitim-Öğretim yılının birinci döneminin tamamlandığını ifade eden Can, öğrencilere ve eğitimcilere iyi ve güzel bir tatil temennisinde bulundu. Can, “Bu ara tatil dönemi, şapkayı önümüze koyarak ‘neleri eksik bıraktık, nasıl tamamlarız’ diyerek muhasebe yapılacak bir fırsattır. Bu fırsat, eğitim yöneticileri, siyasiler, veliler ve tüm öğrenciler tarafından değerlendirilmelidir. Herkes yetki ve sorumluluk alanında bulunan eksikleri tamamlamak, yapılacak işleri, yenilikleri planlamak için bu ara dönemi bir fırsat olarak görmelidir.” dedi.

Müfredat değişikliği talebi

Yeni bir eğitim felsefesi ve yeni bir yaklaşımla eğitime daha millî bir ruh kazandırılması gerektiğini söyleyen Can, “Köklü müfredat değişikliği çalışmasının başlatılması, ders çizelgelerindeki değişiklikle seçmeli dini derslerin dört yıllık dönemde en az bir kere seçilmesinin sağlanması, öğrencilerin okula devam takibi, sınıfta kalmanın işlerlik kazanması, velilerin okula randevu ile girmesi, cep telefonu düzenlemesi gibi adımlarla eğitime ciddiyet getirilmesi ve öğretmenin işinin kolaylaştırılması, öğretmenler odası buluşmaları ile öğretmene değer verilmesi, taleplerin ilk elden alınması, takibi ve çözüme kavuşturulması gibi adımları yerinde ve özlenen gelişmeler olarak görmekle birlikte, olumlu adımların, çözüm odaklı yaklaşımların artarak devam etmesini; eğitimin ve eğitim çalışanlarının acil çözüm bekleyen sorunlarında da aynı kararlılığın gösterilmesini bekliyoruz.” şeklinde konuştu.

Sözleşmeli öğretmenlik talebi

Eğitim çalışanlarının sorunlarından arınmış olarak işinin başına gitmesinin önemli olduğunu kaydeden Can, “Bir eğitimcinin, eğitim hizmetini verirken, hayatın günlük sıkıntılarından arınmış bir zihinsel yoğunlukla kendini işine vermesi, hem ülkemizin hem de eğitim sistemimizin geleceği açısından son derece önemlidir. Bu bağlamda, eğitimde fırsat ve imkân eşitliğinin sağlanmalı, öğretmen açığını kapatmaya yönelik nitelikli politikalar yürürlüğe konulmalı; okul ve bölgeler arasındaki nitelik farkı giderilmeli, öğretmen açığı tamamen kapatılmalıdır. Sözleşmeli öğretmenlikten kadroya geçenlere dört yılı beklemeden kadroya geçiş tarihi itibarıyla yer değişikliği hakkı tanınmalı, aynı eğitim kurumunda üç hizmet yılını tamamlayan tüm öğretmenlere isteğe bağlı yer değişikliği imkânı sağlanmalıdır. Hukuki olmadığı gibi çalışma ilişkileri yönünden de kabulü ve tahammülü mümkün olmayan, öğretmenlerin anayasal haklarını sınırlayan, aile bütünlüğünü bozan, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından ayrı bırakan, öğretmeni eşi ile işi arasında tercihte bulunmaya zorlayan, öğretmenler odasında ayrımcılık oluşturan, mesleği ve öğretmenin itibarını zedeleyen sözleşmeli öğretmenlik uygulaması sona erdirilmeli, atamalar kadrolu yapılmalıdır.”

Sıra tayini talebi

Sıra tayinini de kapsayan kalıcı bir yer değişikliği sistemi kurulması gerektiğini ifade eden Can şunları kaydetti: “Öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin bütünüyle gerçekleştirilmesini sağlama adına yer değiştirme takvimi Temmuz ayında il içinde görev yapan öğretmenlerden başlamalı ve il içinde sıra uygulamasına geri dönülmelidir. Uzun yıllar Millî Eğitim Bakanlığı tarafından başarıyla uygulanan il içi sıraya bağlı yer değiştirme uygulamasının yeniden hayata geçirilmesini sağlayacak altyapı mevcuttur. Sıra tayinini de içeren adil ve kalıcı bir yer değişikliği sistemi kurulmalıdır.”

Öğretmenlik kariyer basamakları talebi

"Eğitimcilerin motivasyonunu artıran bir kariyer sistemi için yasal düzenleme yapılmalıdır" diyen Can, “Kariyer basamakları sürecinde Anayasa Mahkemesi kararının oluşturduğu belirsizlik giderilmeli; yazılı sınav şartı kaldırılmalı, hizmet yılını esas alan süreç oluşturulmalıdır. Aday öğretmenlik ve kariyer basamakları sürecinin sağlıklı bir şekilde işlemesi için Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı gerekçesi doğrultusunda öğretmenlerin motivasyonunu artıran bir kariyer sistemi için yasal düzenleme yapılmalıdır.” dedi.

Öğretmenlik Meslek Kanunu talebi

Can, meslek kanunundaki eksik ve hatalı kısımların bir an önce tamamlanması gerektiğini kaydederek, “7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu yeniden ele almalı; bu çerçevede, öğretmen kadrosuna yapılacak atamalarda, sadece Kamu Personeli Seçme Sınavı puan üstünlüğünün esas alınması ilkesi benimsenmeli, mülakat kaldırılmalıdır. Meslek kanunu, ‘meslek kanunu’ olarak nitelendirilmeyi hak edecek bir içeriğe kavuşturulmalıdır. İstihdamda zorluk çekilen bölgelerde cebrî değil, cezbedici yöntemler uygulanmalı; sağlık hizmetleri sınıfı ile teknik hizmetler sınıfında yapıldığı gibi ilave tazminat ödenmelidir. Türkiye Yüzyılı’nda, ikili eğitim uygulamasına artık son verilmeli, bunun için ihtiyaç duyulan derslik açığı bir an önce kapatılmalıdır. Bu arada, ikili eğitim yapma zorunluluğu olan yerlerde akşam karanlığına kalmamak için çıkış saatleriyle ilgili bir ayarlama yapılmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Yöneticilik, temizlik ve güvenlik talepleri

Eğitim kurumu yöneticiliğinin, liyakat ve kariyer ekseninde profesyonel bir meslek olarak yapılandırılması gerektiğini dile getiren Can, “Eğitim kurumları yöneticiliği liyakat ve kariyer ekseninde profesyonel bir meslek olarak yapılandırılmalı; yönetici görevlendirme yönetmeliğinde sürekli değişiklik yapılmasından vazgeçilerek kalıcı ve eğitimciler arasında kabul görev bir sistem artık kurulmalıdır. Öğretmen kökenli şube müdürlerinin sorunları masaya yatırılmalı; şube müdürlüğü ile okul yöneticiliği arasında geçişkenlik sağlanmalı, şube müdürlerinin mali hakları iyileştirilmelidir. Okulların temizlik ve güvenlik personeli açığı sorununa kalıcı çözüm bulunmalı, personel ihtiyacı tamamen karşılanmalıdır. Yardımcı hizmetler sınıfı uygulamasına son verilmeli, bu sınıfta yer alan çalışanlar genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmeli ve özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda daha fazla zaman geçirilmeden adım atılmalıdır.” şeklinde konuştu.

Görevde yükselme ve ünvan değişikliği talebi

Görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavlarının belli bir takvim dâhilinde düzenli olarak yapılması gerektiğini söyleyen Can, “Eğitim ve öğretim hizmetinin aksamadan yürütülmesi için emek sarf eden genel idare hizmetleri sınıfı, teknik hizmetler sınıfı çalışanlarının çalışma şartlarının daha iyi olması gerektiğini ifade ediyoruz. Bunun yanı sıra, görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavlarının belli bir takvim dâhilinde düzenli olarak yapılması konusundaki çağrımızı yineliyoruz.

Okulların ödenek sorunu talebi

Okulların ödenek sorununun ivedilikle çözülmesi gerektiğini söyleyen Can şu ifadeleri kaydetti: “Yeterli ödenekleri olmamasından dolayı okulların zorunluluk arz eden mal ve hizmet alımları yapılamamaktadır. Yıllardır süren bu sorun ivedilikle çözüme kavuşturulmalıdır. Okul bazlı ödenek tahsis edilmeli, personel dışı cari harcamaların yönetilmesi için ödeneklerin doğrudan okul idareleri tarafından kullanılması sağlanmalıdır.”

Deprem bölgesinde görev yapan eğitim çalışanları için talepler

Deprem bölgesinde görev yapan eğitim çalışanlarının hayat ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini dile getiren Can, ”Deprem bölgesinde görev yapan eğitim çalışanlarının öncelikle ve özellikle çalışma şartları iyileştirilmelidir. Şubat 2023’te gerçekleşen depremlerden etkilenen illerdeki eğitim çalışanlarına ek tazminat ödenmelidir. Hem bölgedeki öğretmenlerin hem de yeni atanacak öğretmenlerin kalıcı konutlara ulaşması öncelikle değerlendirilmeli; eğitim çalışanlarının özellikle öğretmenlerin bölgedeki görevlerinin sürekliliğinin sağlanmasına dönük teşvik edici önlemler alınmalıdır. Deprem bölgesinde kamu hizmetinin eksiksiz yürütülmesi için öncelikle sağlık, teknik ve idari alanda personel istihdamı artırılmalı, tayin, geçici ve sürekli görevlendirme uygulamalarının kapsamı genişletilmelidir. Deprem bölgesindeki illerin 5 ve 6. derecelerden sayılması için düzenleme yapılmalıdır. Deprem bölgesindeki kamu görevlileri başta olmak üzere kadroya geçen personele üç yıllık hizmet süresi şartı aranmadan yer değişikliği hakkı tanınmalı, özellikle söz konusu kamu görevlileri aile bütünlüğüne dayalı yer değişikliği hakkından faydalandırılmalıdır.” dedi.

Eğitimcilere yönelik şiddetin önüne geçilmesi talebi

Eğitimcilere yönelik şiddetin önüne geçecek tedbirlerin alınması gerektiğini savunan Can, ”Artarak devam eden şiddet olaylarının önüne geçilmeli, bunun için gereken tedbirler bir an evvel alınmalıdır. Eğitim çalışanlarına karşı cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilere caydırıcı cezalar verilmeli; eğitim çalışanlarına karşı işlenen suçlar sebebiyle ceza hukuku kapsamında yürütülmekte olan işlemlerde ve davalarda personelin talebi üzerine bakanlığın hukukî yardımda bulunması noktasında düzenleme yapılmalıdır.” İfadelerini kullandı.

Eğitim düzeni talebi

Eğitimin asıl amacının, öğrenciyi daha donanımlı yetiştirme ve yeteneklerini daha iyi geliştirerek hayata hazırlama olması gerektiğini söyleyen Can, “Millî Eğitim Bakanlığı’nın müfredatı yenileme çalışması başlatmasını yerinde ve gerekli buluyoruz. Ülke olarak ihtiyacımız olan şey, bilginin, hikmetin, ahlakın, ilerlemenin temel alındığı bir eğitim sistemidir. Eğitimin asıl amacı, öğrenciyi daha donanımlı yetiştirme ve yeteneklerini daha iyi geliştirerek hayata hazırlama olmalıdır. Bu bağlamda, öğrencileri donanımlı ve yeteneklerini geliştirmiş olarak hayata hazırlayabilmek için, müfredatların güncellenmesi, eğitimin altyapısının tamamlanması, öğretmen eğitiminin gözden geçirilmesi şarttır. Çünkü eğitim programları ya da müfredatı, bir ülkenin sadece eğitime bakışını değil, aynı zamanda zihniyetini, nasıl bir fert ve toplum istediğinin yol haritasını da ortaya koymalıdır. Öncelikle ve özellikle böyle bir eğitim düzeni kurmak zorundayız.” dedi.

Sokak köpekleriyle ilgili talep

Açıklamasında sokak köpeklerine de değinen Can şu cümleleri kullandı: “Çocuk ve yaşlılar başta olmak üzere, insanları tehdit eden sokak köpekleri sorununa acilen çözüm bulunmalıdır. Sokak köpekleri, eğitim ortamlarının güvenliğini ve sağlığını tehdit eder hâle gelmiştir. Bazıları ölümle biten köpek saldırılarında şimdiye kadar onlarca çocuk yaralanmıştır. Türkiye, insanların sokak ortasında köpek saldırısına uğradığı bir fotoğrafı hak etmiyor. Yetkililer, görev ve sorumluluklarını yerine getirmeli, ülkemizi bu ayıptan kurtarmalıdır. “

(SAİM TUNÇMAN)
Paylaş