Cumhuriyet Halk Partisi Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu bütçesi üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda söz aldı.
Konuşmasına devletlerin en temel görevlerinden birinin yurttaşlarının en adil şekilde yaşaması, çalışması ve zamanı geldiğinde insani koşullarda emekliliğini sürdürmesinin sağlanması olduğunu belirterek başlayan Güneşhan, Türkiye’de ne çalışma hayatında ne de emeklilikte insani kriterlerden bahsetmenin mümkün olmadığını söyledi.
Güneşhan sözlerine şöyle devam etti: “Bakınız, ülkemizde 2024 yılı itibarıyla yaklaşık 9 milyon 500 bin çalışan, bireysel emeklilik sistemi içerisindedir. 45 yaşın altında olup kamu ve özel sektörde çalışanlar aldıkları maaşın yüzde 3'ünü zorunlu olarak bu sisteme aktarmaktadırlar. Bu ne demek oluyor değerli arkadaşlar? Öncelikle, iktidar diyor ki: Ben en temel görevimi yerine getiremiyorum, yurttaşıma iyi bir gelecek sağlayamıyorum, sizden zorunlu para kestirip güya geleceğinize yatırım yaptırıyorum.
Peki, yurttaş açısından ne demek? Ben bu iktidara güvenmiyorum, geleceğimi karartmamak adına acaba bu sistem bir işe yarar mı diye düşünüyorum. Haklı olarak çalışanlarımız soruyor değerli arkadaşlar: "Yaşlılık, malullük ve ölüm aylığı için benden neden yüzde 20 kesinti yapıyorsunuz? Yetmiyor, yüzde 3 bireysel emeklilik için de kesinti yapıyorsunuz.” diyor. Buna rağmen emekliye açlık sınırı altında bir aylığı yani 12.500 lirayı reva görüyorsunuz.
Bu sistem iktidarın yurttaşına kurduğu tuzaktır, yurttaşına attığı bir kazıktır. Çünkü hepimiz çok iyi biliyoruz ki iktidar her zaman dediğinin tersini yapıyor, nitekim öyle de oldu. 2024 yılında iktidar emeklilerimizin maaşına, huzuruna, aşına, ekmeğine çöktü, alın size emekliler yılı. Bu da yetmiyormuş gibi kendi asli görevi olan emeklilik sistemini ince ince doğrayarak emeklilerimizi piyasanın kucağına attılar. Bakın, değerli arkadaşlar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının resmî verilerine göre 65 yaş üstü, tekrar söylüyorum 65 yaş üstü her 100 emeklinin 12'si çalışmak zorunda, bu oran kayıt dışıyla birlikte yüzde 30'u bulmakta. Yirmi iki yıllık iktidarınız döneminde emeklilerimizi ne hâle getirdiğinizi, içine düştüğü durumu açık, net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Değerli milletvekilleri, bugün burada yüce Meclisimizde 2025 yılı bütçesini görüşüyoruz. Bu bütçe denk bütçe değil, daha işin başında gelir ile gider arasındaki fark yani bütçe açığı 1 trilyon 930 milyar lira. Peki, bu açığı nasıl kapatacaksınız? Ya yurt dışından yüksek faizle para bulacaksınız -ki Sayın Bakan Mehmet Şimşek, leyleği havada görmüş gibi sabah akşam demeden gitmediği yer kalmıyor, çalmadık kapı kalmıyor ama maalesef, istenilen parayı bulamıyor; ne acıdır ki artık Londra'daki tefeciler bile bize para vermiyor- ya da 2025 yılında zam üstüne zam yaparak, ek vergiler getirerek vatandaşın omzundaki yükü daha da artıracaksınız.
Peki, bu bütçede ne var değerli arkadaşlar? Faiz lobilerine, rantiyecilere ödeyeceğiniz 1 trilyon 950 milyar lira faiz ödemesi var. Başka ne var? Uçak inmeyen havalimanlarına, kullanılmayan otoyollara, şehir hastanelerine yani kamu-özel iş birliği projelerine 204 milyar ödeme var.
Bunların yanında, bu ülkeye neleri çok görüyorsunuz, onlara da bir bakalım isterseniz. Her ağzınızı açtığınızda "geleceğimiz" dediğiniz çocukların korunması ve gelişimine 41 milyar lira para ayırıyorsunuz.
Bağımlılıkla mücadeleye ayrılan rakam ise 12 milyar lira. Okullarımız bugün perişan durumda, hijyen yok, sıfır güvenlik. Eğitim çökmüş ama temel eğitime sadece 774 milyar lira para ayırıyorsunuz, şehit yakını ve gazilerimize 14 milyar lira para ayırıyorsunuz.
Sonuç olarak bu bütçe yokluk bütçesidir. Sizin bütçenizde faiz var ama olması gereken ruh yok, ruhsuz bir bütçedir. Sizin bütçenizde emekliye ahde vefa yok, gençlere umut, çocuklara gelecek yok. Sizin bütçenizde asgari ücretliye destek yok, öğrenciye eğitim, kadına güven yok. Sizin bütçenizde üreticiye katkı, sanayiciye teşvik yok. Sizin bütçenize kimsenin güveni yok, size de kimsenin inancı yok.”
(HABER MERKEZİ)