UCIM Saadet Öğretmen Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği Çanakkale Eğitim Rehberlik ve Yönlendirme Koordinatörü, Sosyolog, Aile Danışmanı ve Sanat Terapisi Uygulayıcısı Yasemin Özhan, bireylerin toplumsallaşma sürecinde gözlem, analiz ve eleştirel düşünme becerilerinin geliştirilmesinde kitap okuma alışkanlığının temel bir etken olduğunu belirtti. Özhan, okuma alışkanlığının sürdürülebilir bir kültüre dönüşmesi için ailelerin ve sosyal çevrenin katkısının büyük önem taşıdığını aktararak, neler yapılabileceğine dair önerilerde bulundu.
Kitap okuma alışkanlığının önemine değinen Özhan, "Gündelik yaşamımız içerisindeki; gözlemlerimiz, karşılaştırmalarımız, kategorilendirmelerimiz, uyguladığımız pratikler ve eleştirel becerilerimiz toplumsallaşma sürecimizin önemli ayrıntılarıdır. Bu süreçleri geliştiren basamaklara ihtiyaç var ve bu basamaklar da toplumun geleceğini inşa etmede çok önem arz etmektedir. Bireylerin düşüncelerini geliştirmede, kendini ve diğer insanları tanıma yolculuğunda, duygu ve düşüncelerini yönetme becerilerinin gelişmesinde kitap okuma alışkanlığı önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.” dedi.
Kitap okuma alışkanlığının kazanılmasının ve bu alışkanlığın bir kültüre dönüşmesinin dinamik bir süreç olduğunu ifade eden Özhan, “Bu sürece en çok katkısı olanlar ise: ebeveynler, bakım verenler, eğitim ortamı ve sosyal çevredir. Burada vurgulamak istediğimiz kısım ailenin okuma kültürü oluşturmadaki temel görevidir. Bireyin çevresinin ve yaşadığı kültürün, neyi nasıl öğrendiği konusunda büyük rol oynaması açısından aileyi önemsiyoruz.” şeklinde konuştu.
Okuma alışkanlığının sürdürülebilir olması için önemli destek noktasının ailede kazanılmış olması olduğunu dile getiren Özhan şu ifadelere yer verdi:
”Çünkü çocuklar çoğunlukla aile ve aile çevresindekilerini taklit ederler. Ebeveynler ve bakım verenler bir çocuğun hayat yolculuğunda karşılaştığı ilk kişilerdir. Çocuğun dil becerileri gelişmesi; çevresinden duyduğu sözel ifadelerle ve bu ifadelerin içerisindeki kelimelerle, ninnilerle ve deyimlerle başlar. Dinlemeyle beraber anlam oluşturma, aşamalı bir şekilde çözümleme becerileri de gelişir. Edinilen becerilerle kendi düşünce dünyasında içerik üretme süreci başlar. Bunların içerisinde tahmin etme, karşılaştırma, sınıflandırma, ifade etme ve tepki verme gibi içerikler oluşturulur. Genelleyebileceğimiz bir nokta da toplumdaki tüm bireyler bu süreçlerle dinleyici, konuşmacı, okuyucu kimliğini oluşturur. Bu kimlikler toplumsal hayatın daha demokratik ve iletişimin müzakereye açık olabilmesi yönünde son derecede önemli unsurlardır. Ailede okuma ortamının oluşması için çocukla nitelikli zaman geçirme düşüncesi önemli görüyoruz. Ebeveynin bu konuda bilinçli olması okuma kültürünün oluşmasında önemli basamaktır. Okumanın sürdürülebilir olması ebeveynin rol model olmasıyla yakından ilişkilidir. Okuma kitabını çocuğun yaşına göre seçerken alanında uzman meslek profesyonellerinden destek almak okuma kültürünün oluşmasında hayati bir noktadır. Çocuğun yaşına göre ve bilişsel süreçlerinin farkında olarak kitap seçimi yapmasına yardımcı olmaya önem vermekte fayda vardır.”
Özhan, ailelerin okuma kültürü oluşturmak için uygulayabileceği önerileri şu şekilde sıraladı:
Özhan son olarak şu ifadelere yer verdi:
“Karşılaştığımız sonuçlarda da gördüğümüz nokta ailede yapılan düzenli kitap okuma bireylerde düzenli kitap okuma alışkanlığı geliştirmelerine yardımcı olmakta. Bu sayede okuma kültürünün toplumsal olarak yayılmasına kat sağlayabilir. Geleceğin toplumunu inşa etme sürecinde okuma kültürünün neden bu kadar önemli olduğunu tekrar vurgulamak gerekiyor. Ülkemiz için önemli bir kültürel yatırımdır.
Dipnot: İletişim kurma, diyalog geliştirme anlaşmalarımızın önemli bir noktasıdır. Sadece soru sorarak, soru cevap yöntemiyle iletişim kurma biçimi anlamak ve anlaşılmak için fazlaca yüzeyseldir. Böyle bir iletişim ekonomik ve ticari yönden yapılan konuşmalarda verimli olabilir.”
(SEVİ GÖZAY UĞURLU)